Zincir marketlerin genel merkezlerinin İstanbul’da
olması ne demek?
- Vergiler
(kurumlar vergisi, stopaj vb.) şirketin kayıtlı olduğu merkez üzerinden
beyan ediliyor. Çoğu zincir İstanbul merkezli olduğu için vergiler de
İstanbul’daki vergi dairesine gidiyor.
- Kârın
büyük kısmı da merkeze, yani İstanbul’daki ana hesaba aktarılıyor.
- İstihdam
sağlıyor → kasiyer, reyon görevlisi vb.
- Yerel
tedarikçilerden alım yapabiliyor → bazı şubelerde sebze, meyve, hatta
yöresel ürünler bölgedeki üreticiden alınabiliyor.
- Dolaylı
vergi katkısı → her satışta KDV ödeniyor. Bu KDV doğrudan devlete
gidiyor (yerel değil, merkezi).
- Rekabet
etkisi → zincir marketler fiyatları düşürdüğü için tüketici daha ucuza
ürün alabiliyor. Bu da tüketicinin cebinde daha fazla para bırakıp başka
yerel harcamalara yönlendirmesine yol açabiliyor.
- Yerel
esnafın payı azalıyor → küçük bakkal, manav, kasap zincir market
karşısında müşteri kaybediyor. Onların kazancı daha çok şehirde kalırdı,
zincir markette ise merkeze gidiyor.
- Kâr
transferi → şubede elde edilen net kâr merkeze çekiliyor. Bu da şehrin
sermaye birikimini azaltıyor.
- Yerel
vergi gelirleri sınırlı → belediye gelirleri, sadece emlak vergisi,
ruhsat ücreti gibi küçük gelirler oluyor.
- Ulusal
ekonomi açısından sorun yok → para ülke dışına çıkmıyor, İstanbul’daki
merkezde toplanıyor. Yani Türkiye içinde kalıyor.
- Yerel
ekonomi açısından dengesizlik var → küçük şehirler “parayı
kazandırıyor ama merkeze kaptırıyor” hissine kapılıyor. Bu, aslında bir
çeşit “sermaye göçü” etkisi.
Basit bir örnek üzerinden gidelim:
Diyelim ki X şehrindeki bir zincir market şubesinden
müşteri 100 TL’lik alışveriş yaptı. Bu 100 TL’nin nereye gittiğini parça
parça inceleyelim (rakamlar yaklaşık, ortalama değerlerdir):
100 TL’lik alışverişin
dağılımı
- KDV
(18 TL)
- Devlete
gider (merkezi bütçe).
- Ürün
maliyeti (55 TL)
- Ürün
büyük ihtimalle zincirin merkez deposundan veya ulusal tedarikçiden
gelmiştir.
- Eğer
ürün yerel üreticidense (ör. sebze, ekmek), bu paranın o kısmı şehirde
kalır.
- Ama
çoğu üründe para başka şehirdeki üreticiye/ithalata gider.
- Şube
giderleri (20 TL)
- Çalışan
maaşları → şehirde kalır.
- Elektrik,
su, doğalgaz, kira → şehirdeki hizmet sağlayıcıya gider.
- Ruhsat/harç
→ belediyeye küçük katkı sağlar.
- Kâr
(7 TL)
- Şube
kârını merkeze yollar (genellikle İstanbul’daki genel merkeze).
- Bu
para şehirden çıkar.
Şehre etkisi
- Net
fayda: İstihdam + kira + hizmet faturaları → yaklaşık %20–25 civarı
şehirde kalıyor.
- Net
kayıp: Kâr ve büyük oranda ürün tedarik parası şehirden çıkıyor.
Yani zincir marketten yapılan 100 TL’lik alışverişin belki
20–30 TL’si şehirde kalıyor, geri kalanı merkeze veya başka şehirlere
gidiyor.
Buna karşılık, aynı 100 TL’yi yerel bir bakkal/manav/kasapta harcandığında,
büyük ihtimalle 60–70 TL’si şehirde kalırdı.
Son olarak değinmemiz gereken bir konu: Yerel Üretici
Kotası
Bazı ülkeler, zincir marketlere satışlarının belli bir
yüzdesini yerel üreticilerden alma zorunluluğu koyuyor.
- Fransa
& İtalya → Gıda perakendecilerine, raflarının belirli bir kısmını
bölgesel ürünlere ayırma şartı getirilebiliyor.
- ABD’nin
bazı eyaletleri → Çiftçi ürünlerini doğrudan markete satabilsin diye
“local produce” düzenlemeleri var. Marketler belli oranda yerel tarım
ürünü bulundurmak zorunda.
- Türkiye’de
örnek → Henüz doğrudan kota yok ama Tarım Bakanlığı’nın zincir
marketlere “yöresel ürünler reyonu açın” teşviki var. Bazı zincirlerde
“Coğrafi İşaretli Ürünler” köşeleri bunun sonucudur.
Bu sayede, market
şubesi bulunduğu şehirden doğrudan üreticiyle çalışmak zorunda kalıyor ve paranın
bir kısmı şehirde kalıyor.
