Gazetenin elektronik haline (sayfa 9) erişmek için bağlantıya tıklayın:
Sene 1776 iktisatın babası Adam Smith, “Ulusların Zenginliği” kitabını
yayınlar ve klasik iktisatın temellerini atar. Smith, toplumsal düzen ve ekonomik
dengeyi sağlamanın yolunun her türlü devlet müdahalesini engellemekten
geçtiğini söyler kitabında ve çok geniş bir kabul görür klasik iktisatçılarca.
Ta ki 1929 krizi çıkana kadar. Dünyada ”Büyük Buhran” adıyla bilinen bu kriz,
sonradan anlaşılacaktır ki gelmiş geçmiş en büyük krizdir aslında.
Yıllar geçer krizin üzerinden ama Adam Smith ve klasik iktisatçıların dediği
gibi ekonomi kendi kendine dengeye gelememektedir artık. Herkes bir
çözüm yolu ararken, 1936 yılında ekonomi tarihinin en önemli çalışmalarından
birine imza atar Britanyalı iktisatçı John Maynard Keynes. “İstihdam, Faiz
ve Paranın Genel Teorisi” adıyla yayınlar kitabını. Bu kitap bugün bütün üniversitelerimizde
okutulan makro iktisat dersinin de temelini oluşturur.
Keynes
kitabında; “Devlet ekonomiye müdahale ederek üretim ve istihdam üzerinde etkili
olmalıdır, ancak bu şekilde toparlanma gerçekleşebilir.” diye belirtir. “Bu nedenle
devlet etkin bir rol alarak iş döngüsünü stabilize etmelidir.” diyerek de teorisini
tamamlar. Edebiyat dünyası ise bu denli büyük bir ekonomik kriz devam ederken, bu
duruma daha fazla seyirci kalamaz. John Steinbeck, kriz sırasında yaşanan insanlık
dramını “Gazap Üzümleri” isimli romanında kaleme alır. Kitap ilk baskısını
ABD’de 1939 yılında yapar ve yazarına Pulitzer Ödülü kazandırır. 1940
yılına gelindiğinde ise Akira Kurosawa, Ingmar Bergman, Steven Spielberg gibi
birçok yönetmeni etkilemiştir roman. Orson Welles’in öğretmeni olarak nitelendirdiği
usta yönetmen John Ford, romanı uyarlayıp filmini çeker. Filmde,
kriz sırasında fakirleşen bir ailenin California’ya doğru yola çıkmalarını anlatır.
Sonuçta yönetmen ortaya öyle bir film çıkarır ki; film iki dalda Oscar alması ve
En İyi Yönetmen Akademi Ödülü’nü kazanmasının yanında, uyarlandığı edebiyat
eserinden daha üstün olan, ender Hollywood filmlerinden biri olarak kabul
edilir. İşin ilginç yanı; bu fikre, romanın yazarı John Steinbeck de katılır.
Bu arada film, dönemine damgasını vurur. Sovyetler Birliği’nde Stalin’in emriyle,
ABD’de ise banka ve tarım şirketlerinin baskısı sonucu yasaklanır. Sebebi
ise; filmin sendika yanlısı duruşudur.
Günümüzde ise; değeri geç de olsa anlaşılır
ve roman ABD’de birçok okulda okunması zorunlu kitaplar listesine, film
ise Amerikan Film Enstitüsü tarafından “Tüm zamanların en iyi filmleri” arasına
alınır. Filmin, ABD dışında gösterilen kopyalarında ise, filmin başına kriz hakkında
açıklayıcı bir yazı eklenir, aynen benim bu yazımda eklediğim gibi.
Filmden bir başka anektod ise; halen Hollywood filmlerinde de kullanılan
yol kenarlarındaki Route 66 tabelasıdır. Bu tabela; ABD karayolları içindeki bir
otoyolun adı olmasının yanında, günlük dilde Amerikan rüyasına giden yol anlamında
da kullanılır. Bu deyimin çıkış noktası da kahramanlarımızın Route
66’yı takip ederek umuda yolculuk yapmalarıdır.